GAYRİ MEMNUN KİTLEYİ AZALTMAK
"Kadife darbelerde kullanılan en önemli güç, hedef ülkedeki gayr-ı memnun insan sayısının fazla olması ve bunların bir ittifak içerisinde tutulabilmesidir. Türkiye’de Oslo görüşmelerinin deşifre edilmesi ile birlikte başlayan, Taksim Gezi Parkı olayları ile ortaya çıkıp görünür hale gelen ve hâlâ değişik şekiller altında devam eden Kadife Darbe Sürecinin en önemli dayanağı, siyasi iktidara karşı olan gayr-ı memnun kitlenin ittifakıdır (kırgınlar, küskünler, rakipler ve düşmanlar). Kadife darbelerde görünür amaç, o anki siyasi iktidar olmakla birlikte, asıl gizli amaç, hedef ülkenin önce eyaletlere ayrılması, sonra da bölünüp parçalanmasıdır.
Türkiye’yi yönetenler ve yönetimde etkin olan güçler, bu gerçeği görerek gerilimi düşürüp gayr-ı memnun sayısını azaltmaları gerekirken; gerilimi, sürekli yükseltmeyi ve dolayısıyla gayr-ı memnun sayısını artırmayı, adeta bir politika haline getirmişlerdir. Devletin değişik kademelerinde alınmış olan herhangi bir kararla ilgili, en küçük, farklı bir yorum, değerlendirme ve eleştiri yapanlar, mazileri, konumları ve niyetleri ne olursa olsun düşman kategorisine konup insafsızca, merhametsizce eleştiriliyorlar, linç edilmek isteniyorlar.
Bunu da, ülkeyi, tehlikelere karşı koruma amaçlı olarak yaptıklarını söylüyorlar. Yüksek dozlu, tahrip edici bu koruma refleksi, Türkiye’nin “Bağışıklık Sisteminde” (“İmmün Sistem”) bir hastalığın olduğu, bağışıklık sisteminin olması gerekenden farklı çalıştığı anlamına gelmektedir."
Prof. Dr. Burhanettin CAN